Safvân İbnu Süleym (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdu ki: "Dul ve kimsesizler için çalışan, Allah yolunda cihad
eden veya gündüzleri oruç tutup geceleri de ibadet eden kimse gibidir"
Buhârî, Nafakât 1, Edeb 25, 26; Nesâî, Zekât 78, (5, 86,
87); Müslim, Züd 41, (2982); Tirmizî, Birr 44, (1970).
Amr İbnu'l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdu ki: "Kırk iyilik vardır. En üstünü sağmal keçi bağışlamaktır.
Bu iyiliklerden birini, sevab ümid ederek ve vâdedilen mükâfatı tasdik ederek
yapan kimseyi Allah mutlaka, bu ameli sebebiyle, cennete koyar." Ravilerden
biri (Hassân) diyor ki: "Keçi bağışı dışındaki amellerisaydık: Verilen selâmı
almak, hapşırana yerhamukâllah demek, yoldan rahatsızlık veren şeyi temizlemek
vs. gibi, fakat on beşe bile ulaşamadık".
Buhârî, Hibe 35; Ebu Dâvud, Zekat 42, (1683).
Yine Buhârî ve Müslim, Ebu Hüreyre'den (r. a.)
kaydettiklerine göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:
"Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye, her bir mafsalı için bir sadaka vermesi
gerekir. İki kişi arasında adâlet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını
yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz sadakadır, namaza gitmek üzere
attığın her adım sadakadır. Yoldan rahatsız edici bir şeyi kaldırıp atman
sadakadır."
Buhârî, Cihâd 72, 128, Sulh 33; Müslim, Müsâfirîn 84, (720),
zekât 56, (1009).
Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini
güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmâl etme)"
Müslim, Birr 144, (2626).
Adiy İbnu Hâtim (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Sizden herkese Rabbi, aralarında bir tercüman
olmaksızı, doğrudan doğruya hitab edecektir. Kişi o zaman (ateşe karşı bir
kurtuluş yolu bulmak üzere sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır)
amellerden başka birşey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği
(kötü) amellerden başka birşey göremez. Ön cihetine bakar. Karşısında (kendini
beklemekte olan) ateşi görür. (Ey bu dehşetli güne inanan mü'minler!) yarım
hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir
sözle koruyun"
Buhârî, Rikâk 49, 51, Tevhid 36, 24, Zekât 9, Menâkıb 25,
Edeb 34; Müslim, Zekât 67, (1016); Timizî, Kıyamet 1, (2427).
vesselâm) buyurdu ki: "Dul ve kimsesizler için çalışan, Allah yolunda cihad
eden veya gündüzleri oruç tutup geceleri de ibadet eden kimse gibidir"
Buhârî, Nafakât 1, Edeb 25, 26; Nesâî, Zekât 78, (5, 86,
87); Müslim, Züd 41, (2982); Tirmizî, Birr 44, (1970).
Amr İbnu'l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdu ki: "Kırk iyilik vardır. En üstünü sağmal keçi bağışlamaktır.
Bu iyiliklerden birini, sevab ümid ederek ve vâdedilen mükâfatı tasdik ederek
yapan kimseyi Allah mutlaka, bu ameli sebebiyle, cennete koyar." Ravilerden
biri (Hassân) diyor ki: "Keçi bağışı dışındaki amellerisaydık: Verilen selâmı
almak, hapşırana yerhamukâllah demek, yoldan rahatsızlık veren şeyi temizlemek
vs. gibi, fakat on beşe bile ulaşamadık".
Buhârî, Hibe 35; Ebu Dâvud, Zekat 42, (1683).
Yine Buhârî ve Müslim, Ebu Hüreyre'den (r. a.)
kaydettiklerine göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:
"Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye, her bir mafsalı için bir sadaka vermesi
gerekir. İki kişi arasında adâlet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını
yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz sadakadır, namaza gitmek üzere
attığın her adım sadakadır. Yoldan rahatsız edici bir şeyi kaldırıp atman
sadakadır."
Buhârî, Cihâd 72, 128, Sulh 33; Müslim, Müsâfirîn 84, (720),
zekât 56, (1009).
Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini
güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmâl etme)"
Müslim, Birr 144, (2626).
Adiy İbnu Hâtim (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Sizden herkese Rabbi, aralarında bir tercüman
olmaksızı, doğrudan doğruya hitab edecektir. Kişi o zaman (ateşe karşı bir
kurtuluş yolu bulmak üzere sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır)
amellerden başka birşey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği
(kötü) amellerden başka birşey göremez. Ön cihetine bakar. Karşısında (kendini
beklemekte olan) ateşi görür. (Ey bu dehşetli güne inanan mü'minler!) yarım
hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir
sözle koruyun"
Buhârî, Rikâk 49, 51, Tevhid 36, 24, Zekât 9, Menâkıb 25,
Edeb 34; Müslim, Zekât 67, (1016); Timizî, Kıyamet 1, (2427).